18 Eylül 2014 Perşembe

Hz.Peygamber olmasaydı Allah kainatı yaratmazmıydı!!!

Mehmet Ağarın bir lafı vardır.Bazı gerçeklerin ortaya çıkması için bir tuğlanın çekilmesi kafidir.Devlet çöker,Mehmet Ağar doğru şey söylemişti,ancak yanlış zemine oturtarak.
Öyle ideolojiler öyle inanç sistemleri vardırki,tamamen "hurafe"lere dayanır.
O hurafeyi çektinizmi sistem çöker.
Bu sebeble dayandıklar en büyük "dağın" ayakta kalması için o hurafenin analizinin yapılmaması gerekir.
Şimdi dostlar yine kızacak,peki ne yapalım,söylenmemelimi?


Asırlardır itikadımızıa giren kaynaklar sorgulanmamalımı?






Sual: Allahü teâlâ, Peygamber efendimiz için, (Eğer sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım) buyuruyor. Bu kudsi hadis hakkında bilgi verir misiniz?






Cevap: Âdem aleyhisselam, Arş'ta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu ki: (Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye] Allahü teâlâ yine buyuruyor ki: (Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismi ile her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım.) [Hakim] (Ey Resulüm, İbrahim'i halil [dost], seni de habib [sevgili] edindim. Senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye] Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki: (Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti. Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını da diğer insanların duyması için] "Ya Âdem, onu henüz yaratmadım. Nereden bildin?" buyurdu. Âdem aleyhisselam da, Arşta "La ilahe illallah Muhammedün Resulullah" yazılı olduğunu gördüm. Anladım ki, şerefli isminin yanına ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: "Ya Âdem doğru söyledin. O bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine dua ettiğin için seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım") [Taberani] (Allahü teâlâ, İbrahim'i halil edindiği gibi beni de halil edindi.) [Mevahib-i ledünniyye] Şu halde Peygamber efendimiz hem habibdir, hem halildir. (Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) kudsi hadisi, Marifetname'nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhani hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13. sayfasında ve imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat'ının 122. mektubunda vardır. Mektubat'ın farisi haşiyesinde, bu hadisin Deylemi'nin Firdevsi'nde bulunduğu bildirilmektedir. Deylemi de, Buhari ve diğer muhaddisler gibi, meşhur ve muteber bir hadis âlimidir. Mektubat-ı Rabbaninin 3.cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti yaratmazdım), (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi izhar etmezdim) kudsi hadisleri de bildirilmektedir. Mirac'da Allahü teâlâ, Peygamber efendimize, (Senden başka her şeyi senin için yarattım) buyurunca, Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem de, (Ben de senden başka her şeyi senin için terk ettim) dedi. (Mirat-i kâinat) denilmektedir." Alıntı..










A-Lütfen dikkatli inceleyin,yukarıdaki metindeki siyah olan bölümlerde ki bilgilerin,yaniAllahla konuşan aktörlerin veya"Allah buyurduki"ifadesindeki bu diyalog "Kuran'da"vahyin "(Ayetlerde) belirlediği bir alanda niçin yok.
Bu kadar önemli bir estantanenin Allah resulune tebliğ edilirken  kur'anda geçmemesi neyle  izah edilir?




Kuranda niçin yok?


Hakimin,Tabaraninin,Tirmizinin aldığıbu bilgiler bu konuşma ifadeleri hepsi başlı başına "vahiy"mertebesinde ki bilgi türü  ve müslüman için bağlayıcıdır.




Bu bilgi Allah Resulüne geldiyse ve Allah Resulü de bunları ümmetine duyurduysa bunların "Kuran'a"girmesini kim engeldi?


Kuran bir çok ayette:"Ey Muhammet deki:hitabı ile Peygamberimize gelen vahyin duyurulmasını istiyor.




Peygmberimiz vahiy yoluyla ancak alabileceği bu bilgiyi ,yani " Allah'la, Ademin konuşması ve diğer seneryolar" ancak Allah tarafından  bildirildiğine göre ve bu özel bilgiyi ümmete duyuran bir peygamber niçin bunları "vahiy olarak Kuran'a ait görmemiştir?




"Böyle bir durum Peygamberimizin  Risalet görevi ile nasıl bağdaştırabiliriz?




B- itikadın tamamı sübut-i kat'i ve delalet-i kat'i olan Kur'an ayetlerinden başka bir delile dayandırılmaz.




Bunun anlamı şu demektir: Bizi inanç olarak ilgilendiren bir konu mutlaka Kur'an'dan olacak ve ayetin delaleti de açık ve anlaşılır olacaktır.




Bu özelliklere sahip olmayan bir delil ile ifade edilen bir şeye inanmak zanna tabi olmaktır.




Müslümanlar zandan şiddetle sakındırılmış ve "zan gerçekten hiçbir şey ifade etmez "(53/28) buyurulmuştur.


Fakat Tasavvufun bilgi teorisi tamamen "zandır"...


Muhiddin İbni Arabi'nin kavramlara yüklediği anlam tamamen "zan"dır...




 Öncelikle, "sen olmasaydın, alemi yaratmazdım" sözünün hadis bile olmadığını söyleyen Molla Aliyyü'l-Kari, "Mevzuat'ül-Ulum" isimli eserinde "sen olmasaydın eflaki/alemi yaratmazdım) metniyle zikretmekte ve "böyle bir hadis metnine rastlanmamıştır" kaydını ilave etmektedir.



Yani sözün aslı mevzudur.




Bu gün Tasavvufun  dışında Hadis tenkitçilerinin,Uzmanlarının bu hadis altındaki görüşleri
çok nettir.


Bu hadis tamamen uydurmadır..


Aklımızı kiraya vermeden önce muhakkak onu kullanmalıyız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder