Yanlış bilgi üzerine inşa edilen "inanç" da
kesinleşmiş bilgiye dönüştüğünde bireyde
"iman "oluşuyor..
Yani kendi tanımladığınız paradigma, hiç bir şeklide
sorgulanmadığında yanlış olan "malumat" bizimle mezara kadar
gidiyor..
Ve bunu yaparken yanlış inanç ta imanımız arasına kendi elimizle giriveriyor..
Hatta ileriki
nesillere aktarılıyor..
İdeolojilerde böyle..
Eğer mutlak hakikat olarak inandığınız bir" önermeyi "yaşamınızda hiç
sorgulamadan beraberinizde taşıdığınızda belki iyi niyetli olarak
"batılı "da savunmuş oluyorsunuz..
Ve bir çok tartışmadan da mağlup olarak ayrılıp, karşı
saflara geçmeniz kaçınılmaz oluyor..
Halbuki paradigmanızı sorgulasanız bu iş çözülecek..
Hem kendinizi,hem bulunduğunuz sosyal grubu yanlışa sevk
ediyorsunuz..
Burda çok klasik bir tartışmayı anlatmak istiyorum..
Başlangıçta Mutezile olan "Eşari"nin; hocası olan Cübbai'nin , yanlış önerme
üzerine oturttuğu ve Allaha izafe ettiği bir durum karşısında tartıştığı
münazarayı kazanarak MUTEZİLEYİ terk
etmesi meselesi...
Bu tartışmada "cübbai" kendi önermesini sorgulamak
yerine ,önermesini sabit tutup mantık karşısında yenilgisi(çaresizliği)sonucu tartışmayı mağlup olarak terk ediyor...
EŞARİ-CÜBBAİ tartışması(klasik ve herkesin bildiği tartışma)
ÜÇ KARDEŞ HİKAYESİ;
Sorulara geçmeden
önce Mutezilede "kullar hakkında hayırlı ve maslahata uygun olanı yapmak
ALLAHA vaciptir ilkesi"
Bu ilkeye inanan Eşari'nin Hocası Mutezile alimlerinden EBU
ALİ EL-CÜBBAİNİN tartışmadan yenik ayrılması ve Eşari'nin Mutezile den ayrılması
...
Eşari hocası Cübbai'ye soru sorarak tartışmayı başlatıyor..
E(Eşari):3 Kardeş farz edelim, biri "abid" ve
mümin, biri fasık ve kafir, bir diğeri de çocukluğunda vefat etmiş
biridir. Bunların durumu ne olur?
-C(Cübbai):Günahkar Cehenneme, Mümin cennete, Çocuk ise
selamettedir, ona ceza ve mükafat yoktur..
E:Peki ama !Çocuk da cenneti
isterse?
C:"Abin" cenneti ibadeti ve teati ile kazandı senin
ibadetin yoktur denir..
E:Çocuk dese ki Rabbim kusur bende değil, beni
yaşatsaydın, bende sana ibadet ederdim..
C:O zaman Allah diyecektir ki: Seni yaşatsaydın sorumlu
olacak yaşa geldiğinde "ASİ" olacaktın. Cehenneme gidecektin. Ben ne
olacağını bilmekteyim.
E:o zaman asi olan :Allah'ım onun halini biliyordun ve
maslahat ilkene uygun olarak onun lehine karar verdin, beni de erken öldürüp,
günah işleyeceğimi bildiğine göre bende cehenneme girmeyecektim..
C :Cübbai vesveseye tutulur ve bu cevap karşısında münazarayı
kaybeder..
SONUÇ:ALLAH: "kullar hakkında hayırlı ve maslahata
uygun olanı yapmak ALLAHA vaciptir ilkesi" bu tip akıl yürütme
karşısında çökmektedir. Çünkü Haşa ALLAH
bu örnekteki gibi Çocuk yaşta vefat edenin maslahatına uygun olarak günaha
girmemesi için onu önceden vefat
ettirdiği halde ,günah kar kulunu önceden günaha gireceğini bildiği halde onun günah işlemesine izin vermiş gibi çelişkili bir durum ortaya çıkıyor..
Yani bir kulu hakkında maslahata uygun davranmış, bir diğer kulu hakkında yarar ilkesini gözetmemiş gibi "abuk" bir durum çıkmakta...
Kader doktrini ile yakinen alakalı bu konu, hala güncelliğini korumakta...
Yani bir kulu hakkında maslahata uygun davranmış, bir diğer kulu hakkında yarar ilkesini gözetmemiş gibi "abuk" bir durum çıkmakta...
Kader doktrini ile yakinen alakalı bu konu, hala güncelliğini korumakta...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder