“İdeolojiler insan idrakine giydirilmiş deli gömleğidir”
Cemil Meriç
Sosyolog ve Siyaset Bilimci Ömer
Çaha’nın 2003 yılında Liberal Düşünce dergisinde, Emrah Akkurt’la, yaptığı
Röportajda, Şartlandırılmış toplumun bireyinin içine düştüğü tuzaklara dikkat
çekiyordu. Aslında bir toplumun bireyi nasıl uyuşturulur; sorusunun da cevabı
veriliyordu. Bir düşünürün “40’na kadar komünist olmayanın kalbi yok,40’ndan
sonra komünist olanın aklı yok” dediği gibi, ideolojilerin, doktrinlerin çekim
alnına giren yaş ortalamasının 25 olduğunu zannediyorum. İstisnalar hariç tabi.
Tabi buna herhangi bir inanç grubunun müntesibini de dahil edebilirsiniz. Aynı tuzak onu da beklemekte! Sonuç olarak şartlandırılmış(endoktrine edilmiş) bir zihin aynı zaman da uyuşmuş bir zihindir.
Geçmişe dönüp baktığımızda, aynı
duygu yüklü romantik dönemlerdeki idealist tavrımızı düşündükçe Ömer Çaha’ya
bir kez daha hak vermekteyim.
Güdülenmiş zihin, ancak bir
ideoloji, doktrin veya dini asabiyetle olabilir.
Çünkü ideolojiler gencin gündelik hayatını
yaşatmıyor, önüne” ideal” olarak bir “ütopya” koyuyor, insanlarda bu ütopya
uğruna hayatının her alanındaki meşru ”hazzı” ıskalıyor. Her şeyi yok sayıyor,
normal hayatı ıskalayan bireyin ruh sağlığı nasıl olurda sağlıklı kalabilir?
Ömer Çaha, böyle bir
toplumda, kendini feda edici, kurbanlık kültürü çabuk gelişiyor, kendini her an
yok edecek, ölmeye ve öldürmeye yatkın gençler ortaya çıkıyor, diyor.
Öyle değil mi? İdeolojilerin beynimizde
bıraktığı izleri nasıl sildik? Onların sunduğu kavramları öğrendikçe, kökenini
araştırdıkça, aslında farklı kültürlerden, hiçte bize ait olmayan şeyleri ithal
ettiğimizi anladık.
Aslında yazımın konusu siyasi kültürümüze
giren bir ideolojiyi sorgulamaktı. Nerden gelmiş, nasıl çıkmıştı? Bu ideoloji
hangi yüzyılda nasıl bir toplum hayal etmekteydi? Türk milliyetçiliğinin de
yapı taşı olan bu ideoloji HALKÇILIK ve KÖYLÜCÜLÜK ideolojisidir.
G. Gürkan Öztan’ın (Doğu-Batı 38.sayı Milliyetçilik Sh; 77-92)
Türk Milliyetçiliğinde Taşra fetişizmi ve Toplumsal Cinsiyet adlı değerli
çalışmasın da, benim özet olarak sunduğum Köylücülük ve Halkçılık ideolojisini
masaya yatırmaktadır.”Köylücülük ideolojisi, genel hatları itibariyle kent
değerleri yerine kırsal kültürün normlarını savunan, sanayileşmeye özellikle
büyük fabrika düzenine karşı çıkan, şehirleşme konusunda bir olumsuz tavır
takınan düşünce sistemidir.”Yani köylücülük akımının asıl nedeni 1929 ekonomik
buhranına karşı kentsel üretim ve tüketim rejimlerinin ve taşıyıcı aktörü olan
sınıf ve kurumlara karşı duyulan tepki ve güvensizliğin sonucudur. Sh /77.
Halkçılık düşüncesinin
doğuşu ise 19.yüzyılın sonuna doğru Rusya’daki
“Narodnik” hareketi ile olmuştur. Alexander Herzen’in
fikirlerinden etkilenen bir grup aydının devrimci fikirleri yaymak için
başlattıkları “halka doğru” sloganı ile Taşra bilinçlendirilmesi ni sağlamak
için kapitalizm’e ve Çarlık düzenine karşı gelişi devrim sürecini de
hızlandırmıştır.
Rus narodnik akımı gibi halkçılık – köylücülük akımlarını
etkileyen akımlardan birinin de Alman Völksch ideolojisi olduğunu belirten
Gürkan Öztan;”19.yüzyılın sonlarından itibaren etkinliğini arttıran Völkshch
düşüncesi, özgüven inşa etme hamlesi ile sanayileşme karşıtlığını, taşra
idealizmi içersinde işleyen kapsamlı bir söylem haline gelmiştir.”Bu akıma göre,
Alman Köylüsü, Germen ırkının ve kültürünün”saf ve otantik kaynağını
oluşturmaktadır. Hem Çalışkanlığı hem sadakat ve dürüstlüğü temsil etmektedir.
Şehir ise kozmopolit “yaşamın bir başka deyişle “köksüzlüğe” dayalı bir
anti-ulusalcılığın merkezidir. Bu ideoloji aynı zamanda Nazi Almanya’sının
ırkçı paradigmasını oluşturan ana fikir
dir.Sh/79
Alexander Herzen; devrimci fikirlerin, ancak taşra bilinçlenmesi ile
gerçekleşeceğini, Çünkü taşranın saf, otantik itaatkar olduğunu, bu sebeple
proletarya yerine
Rus köylüsünü ikame ederek, Marksistlerle de ters düşmüştür.
SONUÇ YERİNE:Halkçılık ve Köylücülük ideolojisini partisinin
altı okuna yazan CHP 21.Yüzyılda siyaseten ne anlatmaktadır.
Kemalizm'in resmi ideolojisi ile CHP'nin Parti ideolojisi
birleşmiştir.Bu yüzden diyoruz ki CHP bir Devlet Partisidir.Bu devlet' aşkın' ,'transandantal'
bir devlettir.Hikmetinden sual olmayan bir teşkilatlanmadır.Halbuki çağcıl "Devlet"
hizmet teşkilatlanmasıdır.Hesap verebilen ve aşkın gücü sınırlandırılmış
olandır.Yani minimal DEVLET tir.
Demokrasi teorisi içinde CHP,sistemin taşıyıcı aktörü
değildir.
Devlet ideolojisini koruyup kollayan,onun cari propaganda
aygıtı olarak bürokrasi sınıfına yaslanmış imtiyazlı bir partidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder