5 Nisan 2018 Perşembe

KURAN BİZE YETERCİLER İLE YETMEZ HADİSTE GEREKLİDİR DİYENLER...

Metafizik alana ait ve nesnesine gidip ispat edemediğimiz kesinleşmiş bilgiye İman diyoruz.
Ve bilimsel bilgiden ayrılıyor ...
Adı Muhammet olan tanınmış bir insan geliyor ve Allah beni "Elçi" seçti diyor ...
Ben buna iman ediyorum ...
Lakin 1400 yıl sonra sadece aktarımla bana gelen bilgi yolu ile ...
Kimseye soramam özellikle nesnesine gitme şansım yok ...
Fakat sonunda ortada bir bilgi vardır ...
Yani bilmek isteyen "ben" ile bilinmek  istenen "şey" ...
Özne -Nesne ilişkisi ...
İnanan iman eder,inanmayan iman etmez ...
Fakat değişim sosyolojisi içinde İMAN edilen bilgi acaba her alanda doğrumu?
Bilgi (dine ait ) bize aktarımla gelmiş ...
Yaşayan sünnet hakim rol oynuyor bu bilgide,yani asırlardır yaşadığımız toplumu bizzat gösterdiği pratikler var ...
Bu pratikler her Müslüman toplum için tıpa tıp uymamakla beraber genelde birliktelik var ...
Başka bilgi kaynağı Rivayet sözlü kültürden "söz "aktarımla gelmiş...
Lakin bu söz çoğu zaman yazıya geçmiş ve yazılı kaynak olarak da gelmiş.
Fakat ; toplumların İslama girişi öyle steril"arı"bir bilgiyle de olmamış.
Bagajındaki eski bilgi, zihnindeki eski inanç kalıntısı tümden silinmemiş ...
Zaten silinemez ...
Beynin BOŞ LEVHA(TABULA RASA-John Locke ) haline gelip zihnin resetlenmesi mümkün değil ...
Ve en  gerçek hadise,birey DİNDEKİ ilk bilgiyi sosyolojik olarak önce Aile ve çevresel faktörle le alıyor ...
Bu bilgi edinimi işleminde ,kendi yeteneği,mizacı huyu,kapasitesi,anlama yetisi,inadı,ve  en önemli si TARİHSEL faktörler var ...
Yani Tarihin belli diliminde yaşamış olması  O TARİHİ YAŞANTI ,ÖRFÜ,GELENEĞİ ,ZİHİN KODLARI ile DİNİ BİLGİYİ DE ALIYOR .
ASABİYET DE ÇOK ETKİLİ ...
TEPKİSEL İÇGÜDÜ, TARİHEN OLMUŞ VAHİM OLAYLAR DA İTİKADI BELİRLİYOR ...
GELELİM KAFAMDA Kİ  SUAL  VE CEVAPLARA...
Fakat ondan önce salt mantıktaki TOTOLOJİYİ  izah etmek durumundayım ...
TOTOLOJİ: KAPLAMA  DAİR TANIMLARDIR ...İÇLEME DAİR BİZE BİR ŞEY VERMEZ...YANİ KAPLAMSAL TANIM ,SALT MANTIK AÇISINDAN YETKİNDİR AMA EPİSTOMOLOJİK AÇIDAN İÇLEME DAİR BİLGİ VERMEZ...
OYSA BİZ BİR ÇOK TANIMDA İÇLEME DAİR ÖZELLİKLER ARAR VE BULDUĞUMUZDA O KAVRAMIN ÖZELLİKLERİNİ BİLİR VE TANIMLARIZ ...
İBN HALDUNUN DEDİĞİ ;İNŞAİ CÜMLELER VE HABER CÜMLESİ DE ÇOK ÖENEMLİDİR ...
İNŞAİ CÜMLEDE DOĞRULUK YANLIŞLIK ARANMAZ...HABER CÜMLESİNDE ARANIR ...
MESELA ;HUZUR İSLAMDA,KURANA DÖNMEK LAZIM, KURANDA HER ŞEY VAR.İSLAMİ SİSTEM,İSLAM DEVLETİ,KURAN HER ŞEYİ AÇIKLIYOR ...VS VS ...   
     
BU AÇIKLAMAMAM DAN SONRA ÖZETLE TOTOLOJİ KİMSENİN RET EDEMEYECEĞİ , DOĞRULUĞUNDA  ÇOĞUNLUĞUN HEM FİKİR  OLDUĞU   TANIMLARDIR ...
ÖRNEK :SİZİN TAKIM NEDEN 6-0 YENİLDİ,
CEVAP: VALLA TOP KALE ÇİZGİSİNİ 6 KEZ GEÇTİ VE HER SEFERİNDE KURAL İCABI GOL OLDU ...
KİM İTİRAZ EDEBİLİR ? EVET BU BİLGİ DOĞRU.AMA; YENİLGİNİ SEBEPLERİ BU DEĞİL Kİ ?KALECİ HATASI,TAKIMIN KIRMIZI KARTLA ON KİŞİ KALMASI,HAKEM HATASI,RAKİBİN ÇOK ETKİLİ OLMASI VS VS BİR ÇOK ETKEN AASLINDA YENİLGİYİ AÇIKLAYACAKTIR ...

ŞİMDİ GELEYİM SORULARA ...
1- KURAN BİZE YETER  DİYENLER VE  YETMEZ İLLA HADİSLERDE GEREKLİDİR DİYENLERİN CİDDİ KAVGASI VAR ...

BEN HADİSLERİ KUTSAL METİN OLARAK GÖRMEYEN VE HZ. PEYGAMBERİN SÖZÜ OLDUĞUNUN İSPATININ  MÜMKÜN OLMADIĞI AMA "RAVİNİN "SÖZÜ OLDUĞUNU İSPATIN DAHA KOLAY OLACAĞINI İNANAN BİR ADAMIM.

HADİSLER  BENİM İÇİN,TIPKI SİYER BİLGİSİ GİBİ TARİHSEL BİR MALZEMEDİR.O TARİH DİLİMİ İÇİNDE VAHYE MUHATAP İLK KİTLENİN SOSYOLOJİSİNİ,TOPLUMSAL YAPISINI ÖRFÜNÜ,DİNDEN OLMAYAN SÜNNETİ ANLAMAK İÇİN  VERİ OLABİLİR ...
ANCAK SADECE BU KADAR ...

Hadisin vahiy gibi muamele görmesi  benim için mümkün değildir.
Sonuçta beşeri bir disiplin ve vahiyle yanlış olması halinde düzeltilmesi mümkün olmayan bir veridir.
Sonuçta iddia sahibi RAVİDİR .

Hz Peygambere de ait de olabilir, olmayabilir de...
Bu sebeple Hadis mutlaka KURANIN anlaşılması için gereklidir  diyen gurubun iddiasına katılmıyorum ...

BENİM SORUM İKİNCİ GRUBA; KURAN BİZE YETER "O MÜBİN VE İÇİNDE HİÇ BİRŞEY  EKSİK   BIRAKILMAMIŞ BİR KİTAPTIR DİYENLERE...
1- ÖNCE ; BU KİTAP İFADESİNDEN NEYİ  ANLIYORLAR?

A-Elimizdeki Mushaf, matbaada basılı olan ciltli  üretimi,yani yazılı TÜRKÇE metni ...
B-Hayır !Biz Arapça orijinal ama gene beşeri bir ürün olan matbaadan ve ya elle çıkmış kitabı  (BOOK ) yazılı metni anlıyoruz...
C-Hayır biz;vahiy dendiğinde "SÖZÜ" anlıyoruz.Yani "SÖZ" iletilmek  üzere Allah Resulüne geldiğinde ki HİTABI(O BİLDİĞİMİZ ANLAMDA "BOOK" DEĞİL, Yani matbaada basılı yazılı kaynak değil O BİR HİTAP  (İnzali  yukarıdan aşağıya inmek olarak anlayanlar için tartışma daha farklı , o şimdilik konumuz dışı)

Çünkü SÖZLÜ kültürde iki tane dinamik aktör vardır ...
İkisi de canlıdır.Allah resulü ve muhatabı.O SÖZÜ (vahyi )duyururken muhatabına iletirken,beden dilini kullanmakta,muhatabı ilk orijinal kaynak hakkında vahiyle tebliği verirken  vahiyle  korunmuş olan Elçiye anlamadığı yerden sorular sormakta,Allah Resulü'de uygulamalı olarak göstermekte ...
Oysa Yazıda;iki tane aktör vardır ...A-Metni okuyan(CANLI )Farklı bir KÜLTÜR de olması da  muhtemel insan ile( ki o insanın huyu , mizacı , kültürel terkibi , anlama kapasitesi, ön yargısı , kabilevi asabiyeti)bir de statik ve her soruya asırladır aynı cevabı veren ve  METNİ OKUYANIN HER İSTEDİĞİNİ METNE DOĞRULATMA İHTİMALİ OLAN YAZI ...     
BU SEBEPLE ; METNİ ANLAMAK İÇİN MUHAKKAK TARİHSEL VERİYE İHTİYAÇVARDIR DİYENLER ...

2- Fussılet Süresi 44.SUREDEKİ ; ......""Neden onun ayetleri açık ve anlaşılır değil; ne yani, bir Arab'a dili yabancı bir (hitap) mı?" derlerdi." İFADESİNDEKİ  ...
MUHTEMEL ARABIN İTİRAZI BİR JAPON VEYA TÜRK VEYA İNGİLİZ İÇİN GEÇERLİ OLMAYACAK MI?
YANİ ; ARABA İBRANİCE VEYA ARAMİCİ İNMİŞ OLSAYDI ONLARDAN, ARAMİCEYİ VEYA İBRANİCEYİ ÖĞRENİN SİZE BU YÜZDEN ARAPÇA İNDİRMEDİK TE DENİLEBİLİRDİ...
BURADAKİ SORUMUN MURADI DAHA AÇIKÇA ŞU ! ÖNEMLİ OLAN  BİR TOPLUMUN İÇİNDEKİ YETENEKLİ , AKADEMİSYEN VEYA İLİM ERBABI DEĞİL,ONLAR BU İMKANI BULABİLİRLER, ÖZEL EĞİTİMLİ BİR GURUP DA OLABİLİR , AMA "İLAHİ HİTAP/kitap  ÖZEL BİR GURUBA "SİZLER ANLAYABİLİRSİNİZ " DEMİYOR.OYSA İDDİA ;HERKES, AVAM,KÖYLÜ,İŞÇİ  KURANI  ANLAYABİLİR DİYOR ...EĞER AYET LİBERAL MANADA ALINIRSA, O "MÜBİN" BİR KİTAP VE MARANGOZDAN İŞPORTACIYA KADAR HERKES OKUDUĞUNDA ANLAYABİLİR  GİBİ BİR ANLAM DA ÇIKMAKTA, BU ANLAM RASYONEL Mİ ?
çünkü anlama dediğimiz faaliyet kaçınılmaz olarak kendi dilimize olandır ...oysa çeviri der özdeşlik olmaz benzertlik veya sinonim olur ...o zaman anlama  için eldeki musaha YETECEK Mİ ? 
     




           
     

         



   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder