15 Mart 2014 Cumartesi

Yaşadığım yer de siyaset mesleğine dair...


 

"Normal ülkelerde politika problemlere çözüm bulma sanatıdır.
Bizde ise yok tan problem yaratma fikr-i musallatı."

Yağmur Atsız.

 

 

 

 

 

                                    Bizde Siyaset meslek olarak görülmekte.En azından ben öyle inanıyorum.Özellikle yerel siyasetçi(genelde öyle ya!) makama taliptir. Belediyeciliği bilmesi önemli değildir.

                                   Ya geldiğinde bir şeyler öğrenir,yada öğrenmeden çekip gider.

                                   Bu işi aslında kaşarlanmış bürokrat götürür.Fen işleri çok önemlidir.

                                   Belediyeciliği cazip hale getiren bu servistir.

                                   Bu sebeple,müteahhit olanların uğrak yeri meclis üyeliğidir.       

                                   Hep düşünmüşümdür,Bir belediye başkanı Fen işlerinin karıştırdığı haltlardan nasıl haberi olmaz diye...

                                    Olmuyor işte ...Veya bir ikinci şıkkı düşünmek istemiyorum.

                                    Peki bu iş neden bu kadar cazip?

                                    **************************

                                   Zannediyorum bu işi cazip hale getiren;maaş, makam aracıı birde ,sosyal statü simgeleri.Bunları  alıverseniz işin cazip tarafı da kalmıyor.

                                   Tabi hin oğlu hinlik için kırk yıllık sosyalistin MHP den meclis üyesi olması veya tüm servetlerini manipülasyon, ve rant kollama ile gayrimenkul zengini olmuş özel ailelerin  kuralsız ve ilkesiz sırf meclis üyesi olmak için her fırsatı değerlendirmeleri istisna...

                                     ***************************

                                    Merak ettiğim başka bir şey çoğu siyasetçi neden okumaz?

                                    Okuma göz–beyin birlikteliği ile ortaya çıkan bir faaliyet tir. Bir başka ifadeyle gözün fotoğrafını çektiği görüntülerin beyne iletilmesidir.

                                 Okuyan sembolleşmiş bilgiyi sentezler. Yani kelime ve kavramlardan oluşan sembolleri birleştirir. Ve buna mantıksal bir tutarlılıkla bir araya getirir. Okuma faaliyeti böylece oluşmuş olur. O halde okuma faaliyeti sağlıklı bir birey için son derece anlamlıdır.

                                  Buna rağmen okumaz bir toplumuz. Gerçekten düşündük mü, Türk Toplumu niçin okumaz?        

                                  En çok hoşumuza giden ve hakkında en çok konuştuğumuz konu, din ve siyasettir. Dini takvim yapraklarından öğrenmek veya “bizim köyün çok derin bir hocası vardı ona sordum” çabalarından öte hiçbir gayretimiz yoktur aslında. Siyaset de bundan farklı değildir kanımca. Bundan 9-10 sene önce yerel siyasetçilerle yaptığımız bir sohbeti hatırlıyorum. Belediyede etkin bir yerde bulunmuş bir kardeşim,”Abidin ağabey anlayabileceğimiz bir dilde konuş “demişti. Çok şaşırmıştım. Halbuki kullandığım terminoloji siyaset bilimine ait klasik günlük hayatımızda kullandığımız dille alakalıydı. Kasabın, manavın, marangozun anlayamaması belki normaldi, ancak karşımdaki yeri geldiğinde

“ben hayatımın 15 yılını siyasete verdim“ diyen bir siyasetçiydi. Peki nasıl olurda beni anlayamazdı? Aslında bu kardeşimin “siyaset” yapmaktan anladığı parti kadrolarında görev almak, meclis üyeliği vs. türü işlerdi. Kesinlikle bu da siyaset yapmaktı, ancak orda konuştuğumuz daha farklı şeylerdi. Örneğin Devletin ne olduğunu ,sivil toplum ,ekonomik çıkar amaçlı baskı gruplarının,demokrasi teorisi ne göre bir siyasi partinin nasıl olması gerektiği ,Anayasal demokrasinin ne olduğu sohbet konumuzdu.                                                                                                                                                

                                  Gerçekten burada sorgulanması gereken bir şey yok mu?

                                  Yarım Fakihin dinden, yarım tabibin candan ettiğine katılıyorum, ya yarım siyasetçi? Siyaset bilimi, felsefe ve sosyolojiden bağımsız siyaset düşünülebilir mi?   

                                   Hani darb-ı mesel olmuş bir hikaye vardır. Körlerin bulunduğu köye

bir fil getirirler, ve körlerden bu fili tarif etmelerini isterler. Her bir kör Filin değişik bir uzvunu tutarak fili tarif eder. Kimi hortumunu tutar ve fil dediğiniz hortum gibi bir şeydir der. Kimi kulağını tutar fil dediğiniz yaprak gibi bir şeydir der. Her kes el yordamı ile fil tarifi yapar. Peki el yordamı ile siyaset yapılır mı?

                                                     

                                    Sosyal statünün kapışılması, bürokrasi sınıfı ve halk tarafından tanınma ve saygı duyulma arzusu, hatta arabamızın ön camına yapıştırmayı hayal ettiğimiz

mesleki veya siyasi kimliğimizi belirtir sticker,şüphesiz itiraf edemediğimiz ancak hazzıyla yanıp tutuştuğumuz takıntılarımızdır. Bununda makul ve anlaşılabilir bir tarafı da vardır.

Ancak dememiz o ki “unvan”dan önce “bilgi’ye” talip olmamızın hiç mi değeri yoktur?

                                     Siyasetin baş aktörü siyasetçidir.Bu işin olmazsa olmazı dır.Son derece gerekli ve saygın bir uğraştır,siyasetin açılımında,yönetme,teskin etme,sakinleştirme,sorun çözme hatta Seven Nişanyan’ın etimolojik sözlüğündeki gibi, Arapça fiilin nihai anlamı (azgın bir atı)teskin etme, yumuşatma anlamını dahi içerir.

                                                                                           

                                                                     

  SONUÇ YERİNE: Kapalı toplumlarda halkın ateşi, siyasetçi eliyle yükselir, halkın tahriki, öfke toplumu haline gelmesi de bundandır. Ülkemiz de ise demokratikleşme konusunda çıta bir hayli yükselmekte, ideal boyutta olamasa da, ciddi gayretler vardır. Her gün hain,

bölücü, suçlamalarının sorun çözücü ve giderici hiçbir etkisinin de olmadığı ortadadır.

Sorunu çözmek için değil, daha fazla sorun yaratma adına, ucuz siyaset yapmak, düşünülmeden ağızdan çıkan her sözün, günü geldiğinde aleyhinize kullanılması kaçınılmazdır. Tıpkı bumerang gibi.Attığınızda tekrar geri dönüp sizi vurma ihtimalide akıldan çıkartılmamalıdır..

 

                                                                                                             

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder